İnsülin direnci; dolaşımda normal konsantrasyondaki insüline karşı azalmış cevap olarak tanımlanır. Obez, diyabetik olmayan bireyler ve tip 2 diyabetli bireylerde ya da gebelik döneminde insülin direnci görülebilir. İnsülin direncinin varlığında metabolizmanız yavaşlayabilir ve kilo kaybetmenizi zorlaştırabilir. İnsülin direnci zamanla pankreas yetmezliği ve tip 2 diyabet hastalığına kadar gidebilen ciddi bir sağlık problemi haline gelebilmektedir. Bu nedenle tedavinin önemi büyüktür.
Fazla kilo, genetik faktörler, fiziksel aktivite eksikliği, gestasyonel diyabet insülin direncine ortam hazırlayan etmenler arasındadır. İnsülin direnci ortaya çıktığında hemen klinik belirti vermeyebilir ancak sık acıkma, yemek yedikten sonra yeniden bir şeyler yeme ihtiyacı duyma, tekrarlayan tatlı krizleri, yemek sonrası yorgunluk bitkinlik ve uyuklama, acıkınca sinirli olma, açlığa dayanamama gibi belirtileri ile kendini gösterebilir.
En uygun tedavi yöntemi diyet, egzersiz ve kilo kaybından oluşan yaşam tarzı değişikliğidir. Diyet ve egzersiz yeterli olmadığında ilaç tedavisi iyi bir seçenektir. İnsülin direnci olan bireyin beslenmesinin planlanmasında altın kural öğünleri atlamamaktır. Şeker, bal, reçel, meyve suyu gibi kan şekerini hızlı yükseltip düşüren besinlerden uzak durulmalı, ana öğünlerde ağırlıklı sebze, ara öğünlerde ise yoğurt, meyve, çiğ kuru yemiş tercih edilmelidir. Haftada dört-beş gün düzenli egzersiz (minimum 30 dakika) ile sağlıklı yaşam desteklenmelidir.
Comments